16 Kasım 2013 Cumartesi

Mektup

     Sensiz günler arafta. Yaşıyor muyum yaşamıyor muyum bilmiyorum. Nicedir seni özlüyorum. Özlüyorum dedimse kuru kuruya özlemek sanma. Özlerken kendimi yiyorum. Minik 43 kilo bir kadın oldum artık. Ecnebi kadınlara dönmüşüm öyle diyor Hasi nine. Ayda bir gelen mektubunla iktifa etmek epey zor. İntizar,hasret ne zor şeylermiş.. Bu günlerde ekseriya bunu düşünüyorum. Düşünmekten sıkıldığım vakitlerde ise hayal kuruyorum. Yine aynı yastığa baş koyduğumuzu düşlüyorum. Varlığımı kollarının arasında hissetmeyi... Ne büyük saadet bunlar bir bilsen sevgilim. Kavuşacağımız anı tasavvur ediyorum bu bile ne denli bahtiyar ediyor beni bilemezsin. Ellerinden öpüyorum.. 

Değişiyorum..

  Uzun zamandır bloguma bakmıyordum. Eskiden yazdığım yazıları okudum şimdi. Hiç bir şeyi değiştirmedim silmedim ama silmek istedim. Çok basitmiş yazdıklarım ve ona rağmen okunuyormuş. Çok aşkcıl düşünüyormuşum. Sadece aşkı düşünüyormuşum desem yeridir. Buraya yazmasam da bu sene 2 defter bitirdim. Oraya buraya parça parça yazdıklarımı saymıyorum. Ki zaten çok yazmak maharet değil iyi yazmak mühim olan. Yazılarımı okuyunca bayağı kendimi geliştirdiğimi anladım. Mutlu oldum. Blogumu ilk açtığımda iyi yazdığımı düşünüyordum. Ama şu an o kanıda değilim. Kendimi geliştirsem de hala iyi yazamıyorum. Pek basit bir şey değil. Kendimi yazı konusunda geliştirmeye çalıştığımda anladım. Ama imkansız da değil. Öykü, şiir falan yazmaya çalışıyorum. Daha doğrusu öykü yazmaya başlayacağım. Şu sıra kimseyle konuşamadığımdan defterim Güzin abla'ya döndü ondan dert yakın bundan dert yakın. Defterin dili olsa vallahi küfür edecek. İşte ben bu haldeyim dostlar..

7 Eylül 2013 Cumartesi

İnsan



           İnsan diyorum sürekli. Başkalarının insanlığını yargılıyor eleştiriyorum. Bir gün kendime dönüp baktım. İnsan tuhaf bir mahluk gerçekten. Kendime baktıktan sonra anladım. Kimi zaman dünya da eşi benzeri görülmeyecek şekilde hoşgörülü olabiliyor iken kimi zaman nasıl gaddar ve bu denli acımasız olabiliyorum ? Merhametsizlik küfür gibi gelir başkası dese. Bazı bazı inanılmaz merhametsiz olabiliyorum. İnsan tuhaf mahluk sahiden. En büyük alışkanlığımız başkasına duyduğumuz kini diğerine kusmak. Egolarımız,empati yoksunluğumuz... Biz birbirimize iyi katlanıyoruz dostlar ! Bizim gibi olmayanlar tahammül edemiyor. Kaçıyor bizden uzağa. En iyisini yapıyor onlar. İnsandan ne kadar uzak o kadar iyi.

5 Haziran 2013 Çarşamba

YALNIZLIK FOBİSİ

         

             Yalnızlık fobisi ne kadar yabancı gelse de kesinle çok yakın hepimize. Belki sen belki arkadaşın yahut annen, baban. Yalnız kalmaktan korkuyorlar,ürküyorlar. Aslında yalnız kalmaktan değilde yalnız kaldıklarında  kelimelerin, düşüncelerin bir anda hücum etmesinden korkuyorlar. Beynini tıkayan sorulara cevap aramaktan,düşüncelerin acımasızlığını hissetmekten,duygularını bir kenara bırakıp mantığıyla düşünmekten korkuyorlar. Düşündükçe olgunlaşıyorsun bazı şeyleri fark ediyor bunca zaman nasıl o şeylere göz yumduğuna şaşıyorsun. Toz pembe hayallerin griye çalıyor tüm kasveti ile. Korkuyorsun hayallerini dahi kaybetmekten. Fobilerin üstüne gitmek gerekir. Korkma şimdi düşün şimdi yaşa tüm kasveti ertelemek eninde sonunda bunları yaşayacağını değiştirmiyor korkma !

24 Ocak 2013 Perşembe

Ruh Halim

       Yazamıyorum epeydir, yazacak bir şeyim yok. Tüm hislerim tıkanmış hissedemiyorum hiç bir şey. Ne acıma, ne sevgi, ne özlem. Kağıdı kalemi alıyorum önüme kalemi çevirip duruyorum elimde. Hislerim hissizleşmiş arkadaşlar. Hep böyle olmasından korkmuyor değilim okuyup yeni kavramlar öğrenmekten başka bir şey yapmıyorum. Acınası hissediyorum kendimi çok acınası. Futbol oynayan birinin futboldan uzak kalınca çektiği acıları şimdi anlıyorum. Kağıdım kalemim önümde ama yazmaktan men edilmişim gibi bakıyorum sadece. Beyin kıvrımlarımdan yüreğime akan kanın içinden geçen soruların cevabını bile bulamaz haldeyim. Çıkmaza girmiş gibiyim. Bir şey yaptığım yok işe yaramazın tekiyim. Hislerimin pası kalemime yansıyor anlayacağınız.

14 Ocak 2013 Pazartesi

Neden ?

Neden? dedi kadın usulca titreyen sesiyle. Sustu adam derin bir nefes çekti sigarasından soğuk bir sesle böyle olması gerekiyor dedi biraz çekinerek. Kadın çemkirdi birden sanki yıllardır bu anı bekliyor gibi. neden dedim sana ? Söyle artık sevemediğini artık eskisi gibi olmadığımı eskisi gibi olamadığımızı söyle! Söyle daha çabuk vazgeçeyim senden daha çabuk sindireyim yokluğunu. Sen beni 1 kelimenle vazgeçirdin benden.Söyle susma be adam söyle. 1 kelimenle vazgeçir kendinden beni ! Seni kendimden bile çok severken bi nevi bağımlıyken sana nasıl bitti dersin bana ? ,artık öpüşmek bile istemiyorsun çünkü diğer kadının dudağındaki ruju emmiş dudağın korkuyorsun bende o rujun tadını alamaz ben dudağındaki rujun tadını alırım diye. Dudağından önce kalbin emmiş kadının ruhunu dudağına ne hacet ? Bunca yılın üzerine sinmiş güzel bir fahişe.Kadının son sözünü tekrar etti adam aynı ses tonuyla ''FAHİŞE''. Kadın sustu uzunca bir süre sonra yitirmiş verdiği çaresizlikle son bir umutla sordu ''Hiç mi kalmadı bizden   bir parça ? Hiç mi biz olmayacağız bir daha ? Adam çaresizce başını salladı.Kadın saatler sonra ağlayarak oturduğu koltuktan doğruldu. Kararlı adımlarla diğer odaya gidip adama baktı son kez uyumuyordu sadece gözleri kapalıydı. Valizi çıkardı yavaşca doldurdu her şeyi doldurdu içine sadece bir tişörtünü bıraktı adamın yıkanmamış kokusu sinmiş mis kokan. Yavaşça adamın kirpiğine,dudağının kenarına boynuna minik buseler kondurdu. Ve çekti kapıyı çıktı yüz yüze veda etmeye cesareti yoktu valizin üzerine bir not iliştirmişti.''Veda etmeye ne benim cesaretim ne de senin yüzün yoktu zorlaştırmak istemedim ikimiz içinde. Uzun bir tatile çıktın varsayacağım. Daha kolay olur benim için. Bizi ''SİZ'' yaptığın için sana çok kızgınım ama artık uyandım mutluluk rüyamdan ve bir daha hiç uyumayacağım böyle derin. Her neyse beni özlersen bir gün bulutlara bak. Hoşcakal ve lütfen döndüğümde gitmiş ol.