Her şey bombok sensizken. Yalancı baharlar yaşıyorum başka tenlerde yaz uğruyor arada sevdiğimi sanıyorum bağlandığımı delice ama sonbahar istikrarlı bırakmıyor yazı yaşayayım delice. Sana benzetiyorum yazlarımı sonra fark ediyorum ki sonbahar bu besbelli. Benim yazlarım sensin, sıcacık doyasıya seviştiğim, sıcak rüzgarlarında huzur bulduğum, tüm kıyafetlerimi sıyıran ruhumu bedenimi ortaya koyduğum. Her sonbaharda bir yaz özlemi doğuyor içime tüm kelimeler yabancılaşıyor özlemek kalıyor sadece geriye. Her sonbahar'da kusuyorum özlemimi kağıtlara sana olan tüm kinimi, öfkemi ve asla tükenmeyen tüm nefretime karşın ben burdayım diye avaz avaz bağıran aşkımı. Biri çimdiklesin artık beni bunun bir rüya olduğunu ve hala yanımda olduğunu söylesin. Ne komiğim değil mi ? Hala yanımda olma ihtimalini düşünüyorum. Napayım kabullenemiyor yüreğim gitme ihtimalini. Oysa hayaline şakasına bile katlanamıyorken gitmen çok acımasızca değil miydi ?
14 Aralık 2012 Cuma
8 Aralık 2012 Cumartesi
Ya seversem ?
6 Aralık 2012 Perşembe
Gelmeyecek misin ?
çok yalnız. Kapanmayacak bir yara kapansa bile izi kalcak. Aldığım ilaçlar ise uyutuyor ama unutturmuyor seni bana. Şarkıları yarısından sonra duymuyorum hıçkırıklarım eşlik ediyor notalara ezgilere. Gözlerimin şişi burnumun kızarıklığı mühim değil aslında. Özlemedin mi hiç? Gelmeyecek misin bir daha ?
5 Aralık 2012 Çarşamba
Yazmak
Hangi duygularla yazarız ? Üzgünken,mutluyken,ağlarken... Ben hüzünlüyken çok güzel yazarım. Ağlarken yazarsam o anki can acısıyla küfürleri savuştururum etrafa. Göz yaşlarım değer kağıdıma birikir bir yerde kalemimin mürekkebi dağılır daha sonra. Üzgünken de yazarım aslında ama hep bir yeri noksan kalır samimi ama noksan. Mutluyken yazamam ben samimi olamam o an hızlıca koşmak birine canıma sokarcasına sarılmam gerek ya da enerjimi bir yerde harcamam. Hüzünlüyken yazarım en çok. Ayrı bir haz hüzünlü olmak, üzgün desen değil mutlu desen değil. Kırık,buruk ve düşünceli ... Saatlerce yoldan geçenleri izler onların yaptıklarını yazarım. Yalnız kaldığım vakit yazarım. Hüzünlü ve yalnızken yalnızlığımı yazarım onsuzluğumu, duygusuzluğumu duygusuz olmama rağmen özlemenin verdiği acının ağzıma sıçtığını yazarım. Yazarım her vakitte, her boş derste, her boş kafa ile karşılaştığımda yazarım. Yazmak kelimelerle sevişmek, yazmak dokunamadığın hasret kaldığın tene dokunmak saatlerce sevişmek,yazmak örselenmiş duygularını kağıda dökmek ve yazmak özgürlüğün asıl kuralı.
1 Aralık 2012 Cumartesi
Özlüyorum
Sanki hasretinle değil kendimle savaşıyorum. Seni özlüyorum her dakika her saniye. Aldığım nefes kadar aşığım sana bazen kesilsin nefesim istiyorum bazen doya doya derin derin çekiyorum havayı içime. Sende öylesin işte bazen nefret ediyorum yaptıklarından, yaşattıklarından, senden bazen karşıma çıksan oracıkta sarılsam diye dualar ediyorum Allah'a. Kendimi başka tenlerde avuturken buluyorum bazen. Bazen de senin yaptıklarının acısını avunduğum tenlerden çıkartıyorum. Hiç suçu olmayan insanlara savuruyorum bütün nefretimi öfkemi. Napayım ? Kıyamıyorum sana üzülme diye canımı veririm gerekirse. Yine ne diyorum ya ben ? Canımı almıştın sen hala canımı vereyim diyorum. Can mı bıraktın hal mi ? Duygularım düştü elden ayaktan başı dik durak tek duygum kaldı oda görevini yapıyor fazlasıyla. Özlüyorum her saniye her salise . . .
30 Kasım 2012 Cuma
İnsaf
28 Kasım 2012 Çarşamba
Şemspare
Elif Şafağ'ın ''Şemspare'' kitabını okuyorum bitirmek üzreyim hatta. O kadar muhteşem bir kitap ki kelimeler bile kifayetsiz kalıyor. Kelimeleri cümleleri o kadar güzelleştiriyor ki kullandığı yerler okuduğum bir cümleyi hayranlıkla 2-3 defa daha okuyorum. Tekrar tekrar kitabı baştan sona okuyabilirim büyük bir zevkle. Şemspare'den sonra yazmama kararı aldım artık. Yazmayacağım kendimi nasıl ifade ederim bilmiyorum ama yazmayacağım. O kitabı okuduktan sonra fark ettim ki çok kötü yazıyorum. Kendimi geliştirmem gerek bunu yazmadan nasıl yapacağım hiç bir fikrim yok. Belki de devam ederim yazmaya Elif Şafak'ta muhteşem değildi en başta yaza yaza öğrenmiştir oda çabalayarak. Evet bende çabalayacağım ama olabildiğince boş şeyler yazmamaya gayret edeceğim. Umarım yılmam erkenden korkmam başarısız olamamaktan :)
24 Kasım 2012 Cumartesi
Sevmek Gerek
22 Kasım 2012 Perşembe
Diyeceğim şu ki
Senden sadece hoşlanıyorken mesaj atar sonra bir bakıvermişsin aşık olmuşsun. Önce mesajı o atmıştı dimi ? Sonra bütün işler değişiyor, ilk sen mesaj atıyor. Onun yaptığı ise sadece konuşmaları olabildiğince kısa kesip sıkıldığını belli eden davranışlar sergilemek. Sen ise onun için götünü kesebilicek durumdasındır. Elinden geldiğince onunla konuları uzatmaya çalışıp geri zekalı durumuna düşersin İlk başta ona geri zekalı gözüyle bakıyordun oysa. Kendi kendine kıskançlık triplerine girip çükün kopsun diye dualar edersin. Onun ise siki bile duymaz zaten ona bu zamandan sonra sikimden aşşağı sikimpaşa'dır. İt gibi seviyosun daha ne olsun tab, umursamaz seni. Onun götünde pireler uçuşurken sen onu düşünmekten uyuyamaz yada uyuyakalırsın. Minicik bir iltifatta götün tavana değer. Ağzın kulaklarında dolaşırsın. Sonuca gelelim, diyeceğim şu ki ; Biz kızlar fazla salak, erkekler ise fazla çakallar. Kendinizi kullandırtmayın onları kullanın kızlar. :)
13 Kasım 2012 Salı
Sen Değiştin
12 Kasım 2012 Pazartesi
Sensizlik
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)